Merhaba, tanıştırayım o bir lezzet otobüsü, keşif otobüsü, lezzet tutkunlarını taşıyan otobüs ya da Gurmebüs. Her otobüs gibi onun da bir rotası var, yolcusu var, şoförü var ama emsallerinden büyük bir farkı var. İşte fark; iki nokta arasında alelacele gidip gelen yolcular yerine yemeye içmeye meraklı, İstanbul'un çeşitli semtlerinde iyi lezzetleri keşfetmek isteyen ve keyfine düşkün bir grup lezzet avcısını taşıyor. Dedik ya, gurmebüs emsallerinden farklı. Her gün yola çıkmıyor mesela, ayda bir kaç sefer yapıyor, İstanbul'un güzide semtlerine gidiyor. Örneğin ben, Gurmebüs'ün Samatya seferinde yolcuydum. Öncesinde Gurmebüs, nerelere gitmiş(Kadıköy, Fatih, Balat...) ne yolcular taşımış artık o dur durak bilmiyor. Bu yüzden daha gidecek çok rotası, keşfedecek çok mekanı ve taşıyacak çok yolcusu var.
Gurmebüs'ün Samatya turu yağmurlu bir İstanbul gününde başladı. Saat 12 buçukta Taksim'de Atatürk Kültür Merkezi'nin önünde Gurmebüsle buluştuk ve yemek yemek için can atan bir otobüs dolusu insanla yola çıktık. Samatya'ya gidene kadar herkes birbiriyle tanıştı, kaynaştı derken bir baktım ki Samatya'ya gelmişiz.
İlk durağımız Tarihi Merkez Pasta Fırını oldu. Programa göre burada poğaça tadımı var, sabah kahvaltısı niyetine. Fırın, İstanbul'un uzun geçmişe sahip hemen her semtinde bulunabilecek cinsten bir mahalle fırınıydı. Dolayısıyla poğaçası bana standart geldi.
Program boyunca ziyaret edeceğimiz 6 durak birbirine çok yakın. O yüzden fırından çıkıp 3 - 5 atıp atarak Namlı Pastırmacı ve Peynirci'yi ayak üstü ziyaret ediyor, bilgi alıyoruz. Buradan peynir alınıyor ve meze tadacağımız mekana geçiyoruz.
Üçüncü durağa geldik bile, Samatya Balık Evi. Burada az önce alınan peynir ve 4 çeşit meze tadımı yapacağız.
İşte mezelerimiz: haydari, közlenmiş patlıcan, zeytinyağlı enginar ve hamsi kokteyl. Karede poğaçalar da yer alıyor (elimizdekileri bitiremeyince masaya koyuyoruz belki yiyen olur diye), az sonra masaya rakı ve peynir de geliyor.
Samimi ve yeni keşiflere gebe olan bir ortam oluşuyor, Argın ve Şermin'le tanışıyor ve iki lafın belini kırıyoruz.
Samatya Balık Evi işletmecisi, yirmi yılı aşkın süredir Samatya'da olduğunu ve bu işin mutfağından çalışmaya başlayarak bir kaç yıl önce kendi yerini açtığını aktarıyor bize. Gurmebüs ekibi olarak mekanın 4 çeşit mezesini tadıyoruz ama şekilde görüldüğü gibi menü onlarla sınırlı değil.
4. durağımız Sedir Et ve Kebap'taki menümüz içli köfte ve çiğ köfte'den oluşuyor. Hemen her köşede yapılan etsiz çiğ köftenin aksine etli çiğ köfte yiyoruz burada. Ardından da içli köfte. İçli köftenin dışının biraz kalın olması dışında her şey nefis.
Sırada Günbilir Balık Restoran'ı var. Vakti zamanında Varujan Günbilir tarafından kurulan restoran, özgün balık yemekleri ve mezeleriyle pek çok ödül kazanmış.
Öncelikle balık salatası geliyor. Gerçekten harika; turşu, zeytin, kırmızı biber, balık ve hafiften hardalın müthiş uyumu. Ardından mezgit balığından yapılan sigara böreği tadıyoruz. Sıcacık geliyor börek, hem de pek leziz.
Mekan tattıklarımıza ek olarak pavuryadan topiğine, midye dolmadan levrek marine kadar pek çok ödüllü meze içeriyor.
Gezi ve lezzet keyfinin doruk noktaya ulaşması rakı erbabı üstad Vefat Zat beyefendinin teşrifiyle oluyor. 1953'ten beri yiyecek ve içecek sektöründe olan Vefat Zat, uzun yıllar Hilton'da çalışıyor. Pek çok mecraya yiyecek içecek danışmanlığı yapıyor. Bu süre zarfında rakı içme adabından tutun da eski İstanbul meyhanelerine kadar pek çok konuda yirmiye yakın kitap yazıyor, Rakı Ansiklopedisi yazıyor. Bu muhterem Zat, yanımızda olur da muhabbet şenlenmez mi? Vefat Bey "Karşılıklı söyleşerek gerçeğin sırrına ulaşırız ve söyleşmenin en güzeli rakı sofrasında olur." diyor.
Vefa Bey bu konuda o kadar bilgi yüklü ki ve sohbeti o kadar keyifli ki günler gecelerce konuşsa insan dinlerken sıkılmaz. Neler anlattığını merak ediyor olabilirsiniz ancak şimdi çok bahsetmeyeceğim, yakında kendisiyle ilgili bir süprizim olacak. İşte o zaman bol bol bahsedeceğim Vefa Bey'den, kitaplarından, bilgi birikiminden ve sohbetinden.
Gezinin son durağına geldik, Develi Restoran. Burada menümüz fıstık sarma, yaprak ve künefeden oluşuyor. Yalnız şu fıstıklılar için Vefa Bey'den sonra günün altın vuruşu diyebilirim. Enfesti ya da kalori patlamasıydı.
Künefe kaymaksız biraz yavan kalsa da bir tatlıseveri mutlu edecek güçteydi. Bu arada Develi Restoran'ı, az çok hepimiz İkinci Bahar dizisinden hatırlıyoruz. Ali Haydar'ın baş düşmanı Vakkas'ın mekanı. Diğer mekanlara göre terası da bir manzaralı ki sormayın. Belki de Vakkas buna güvenip o kadar efeleniyordu :)
Tatlıyla birlikte lezzet turumuz sonra eriyor. Uzun vadede dimağında hangi lezzetler kalır derseniz, Develi'nin tatlılarını ve Günbilir Restoran'ın balık salatası cevabını veririm.
Uzun yıllar farklı kültürleri barındıran Samatya'da başka mekanlar ve çok hoş görüntüler var. Kısaca Samatya'ya göz atacak olursak, Samatya ile özdeşleşen İkinci Bahar dizisinin meşhur kebapçısı Ali Haydar Usta'dan başlamak doğru olur sanırım. Vefa Bey, mekanın kebaplarının çok iyi olduğunu söyledi. Mümkün bir zamanda gidip bizzat tatmak istiyorum.
Bir yazının daha sonuna geldik demeden önce bir günde 6 mekan keşfi yaptığım, yeni insanlarla tanıştığım ve en önemlisi Vefa Bey'in sohbetine tanık olma şerefine eriştiğim Gurmebüs Samatya gezisi benim için çok keyifliydi. Siz de böyle bir gezinin içinde yer almak isterseniz kişi başı 50 tl ödeyerek Gurmebüs'le yolculuğa çıkabilirsiniz.
Vefa Bey'in deyimiyle "Rakınız kaymak, sofranız bereketli, sohbetiniz daim olsun."
Çok güzel bir yazı, bir daha okuyacağım :)
YanıtlaSilArgın
Çok teşekkür ederim Argın :) umarım birlikte daha çok etkinlik yaparız :)
YanıtlaSilMühtiş olmuş Özge:) defalarca okudum
YanıtlaSilkalemine sağlık:)
Şermin:)
Kalemine, gözüne, damağına sağlık Özgecim.
YanıtlaSilPek leziz olmuş. Defalarca okudum.
Yine görüşmek ve başka lezzet yolculuklarına çıkmak dileklerimle sevgiler...
ŞERMİN
Yorumunla beni çok mutlu ettin Şermincim, başka lezzet yolculuklarında görüşmek dileğiyle..
YanıtlaSilSevgiler :)
Çok güzel bir yazı olmuş. Zevkle okudum. Bende daha önce Gurmebüsün Fener Balat gezisine katılmıştım (hatta blogumda kaleme almıştım, olurda merak edersen, bloguma beklerim).Her nekadar yemeklerden tadamasamda, sayende gitmiş kadar oldum.Kalemine sağlık....
YanıtlaSilgezenyerden sevgiler...
pınarcım çok naziksin, yorumun için teşekkür ederim. belki bir daha ki turda beraber oluruz. sevgiler.
YanıtlaSil